28.03.2024
Dünya
nüfusunun büyük bir hızla artış göstermesinin neticesinde, mevcut topraklarda
klasik yöntemler kullanılarak yapılan tarım yetersiz kalmaya başlamıştır. Bu
nedenle de insanlar kendilerini doyurabilmek için farklı yöntemler ortaya çıkarmaya
başlamıştır. Büyük ölçüde sebze ve meyvelerin genetiği ile oynayarak ya da ağır
zirai ilaçlar kullanılarak üretim yapma mantığına dayanan bu yöntemler, insan
nüfusunun doyurulmasını sağlamış; ancak aynı zamanda insan sağlığının
bozulmasına neden olmuştur. Son dönemlerde insan sağlığı ve çevreci
hareketlerin tüm dünyada önem kazanmaya başlamasıyla birlikte organik tarım
denilen yeni bir trend ortaya çıkmıştır. Esasında organik tarım yeni bir şey
değildir, insanoğlunun tarım ile uğraşmaya başladığı dönemden, Sanayi
Devrimi’ne kadar geçen süre boyunca kullanmış olduğu tarım yöntemleridir.
VIDEO
Organik Tarım Nasıl Yapılır? Organik
tarım, ilk aşamadan başlayarak ürünlerin nihai tüketiciye ulaştırılıncaya kadar
geçen süre boyunca zirai ya da kimyevi herhangi bir madde ile temasta
bulunmadan yetiştirilmesidir. Ayrıca toprağın da organik tarıma elverişli
olması gereklidir. Bunun için en az 12 ay boyunca toprakta hiçbir kimyasal
madde kullanılmamış olmalıdır. Son kimyasal kullanımından itibaren toprağın en
az 12 ay organik tarım yapılmış olması gereklidir. Bu 12 aylık süreç geçiş
süreci olarak adlandırılmakta ve tam organik olarak kabul edilmemektedir.
Ayrıca organik tarım için kullanılan tohumların da doğal yollarla ve doğal
ürünlerden elde edilmiş tohumlar olması gereklidir. Kimyasal ilaç kullanılmasa
bile, genetiği değiştirilmiş tohum kullanılarak yapılan üretimler, organik
tarım kapsamına girmez.
Organik Tarımın Yararları Organik
tarımın en büyük yararı, kimyasal tarımın getirmiş olduğu yıkıcı etkileri
ortadan kaldırmasıdır. Kimyasal kullanılarak üretilen tarım ürünleri, insan
sağlığını büyük ölçüde tehdit etmekte ve pek çok yeni hastalığın ortaya
çıkmasına neden olmaktadır. Tamamen organik yöntemler ile yapılan organik tarım
ise herhangi bir hastalığa neden olmadığı gibi, bireylerin bünyelerinin
güçlendirilmesine ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürmelerine katkı sağlar.
Kimyasal tarım, insanların yanı sıra toprağa da büyük zararlar vermektedir.
Kimyasal tarım yapılan topraklarda doğal verim her geçen gün azalmakta, bu
durumu engellemek için de daha fazla kimyasal gübre kullanılmaktadır. Uygulanan
bu yöntem, içinden çıkılması güç bir kısır döngü halinde toprağın doğal
yapısını bozmaktadır. Organik tarım ise toprağa herhangi bir zarar vermez ve
doğal yapısını korumasına olanak sağlar.
Doğal Dengenin ve Besin Zincirlerinin
Yeniden İnşası Doğa
içerisinde yaşayan canlılar arasında bir besin zinciri dengesi vardır. Bu
zincir içerisinden bir halkanın koparılması, dengenin bozulmasına yol açar.
Örneğin kuş gribi vakalarında görüldüğü gibi çok sayıda kanatlıyı öldürmek, bir
anda o güne kadar gündemde olmayan bir kene salgınının ortaya çıkmasına yol
açmıştır. Kimyasal tarımda kullanılan ilaçlar da besin zinciri içerisindeki bazı
türlerin yok edilmesine ya da büyük ölçüde azalmasına yol açmaktadır. Bu da
uzun vadede farklı tehditlerin ve tehlikelerin ortaya çıkmasına neden olan bir
durumdur. Organik tarım, kimyasal tarımdan kaynaklanan bu sorunun ortadan
kaldırılması konusunda da önemli bir role sahiptir. Yaşayan tüm canlıların
yaşam haklarına saygılı olan organik tarım, besin zincirlerinin bozulmadan
devam etmesini sağlamaktadır.
Organik Tarım İçin Sertifika Organik
tarım yapmak isteyen kişiler, bu faaliyetlerini iki biçimde yapabilir. İlk
olarak bireyler herhangi bir ticari kaygı gözetmeksizin, kendi ihtiyaçlarını
karşılayacak oranda üretim yapabilirler. Bu durumda herhangi bir izin ya da
sertifika gerekli değildir. Ancak üretilen ürünler eğer pazara sürülecekse,
organik olarak işlem görebilmesi için sertifika alması zorunludur. Organik ürün
sertifikası olmayan ürünler, piyasada diğer yöntemlerle üretilmiş ürünlerle
aynı muameleyi görür. Organik tarım için sertifika almak isteyen kişiler Gıda
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan ya da bakanlık tarafından yetkilendirilmiş
olan sertifika kuruluşlarından başvuru yaparak bu sertifikayı alabilirler.
Ancak sertifika alabilmek için üretilmiş olan ürünlerin belirli testlerden
geçmeleri zorunludur. Yapılan organiklik testlerinden geçemeyen ürünlerin bu
sertifikaya sahip olmaları söz konusu değildir.
Su Kaynaklarının Korunması Organik
tarımın tercih edilmesinin en önemli sebeplerinden biri de insanlar için hayati
öneme sahip olan yer altı su kaynaklarının korunmasıdır. Kimyasal ilaçlar
kullanılan arazilerde yapılan sulamalar neticesinde, bu ilaçlar yer altı su
kaynaklarına karışarak buradaki suların zehirlenmesine neden olmaktadır.
Zehirlenen bu sular ilerleyen dönemlerde insanlar ya da hayvanlar tarafından
kullanıldığı zaman da kitlesel ölümcül hastalıklara yol açmaktadır. Son
yıllarda hem Türkiye’de hem de tüm dünyada kanser vakalarında görülen artışın
başlıca sebeplerinden biri de su kaynaklarının kimyasal atıklar ile zehirlenmiş
olmasıdır. Bu durumun önüne geçebilmek adına organik tarım büyük imkânlar
sunmaktadır. Kullanılan tüm maddelerin ve gübrelerin de organik olması nedeni
ile organik tarımda yer altı suları açısından ortaya çıkan tehdit yok
edilebilmektedir.
Organik Tarımın Hayvancılığa Faydaları Bitkiler
yalnızca insanların tüketimi için yetiştirilen besin maddeleri değildir.
Hayvanlar da çeşitli bitkileri tüketerek beslenirler. Özellikle ticari amaçlar
ile yetiştirilen sığır, koyun ve keçi gibi hayvanların beslenmesi konusunda da
organik tarımın özel bir yeri vardır. Bazen kalabalık olan çiftliklerin besin
ihtiyacını karşılayabilmek için yem bitkilerinin daha hızlı yetişmesini
sağlayacak ve verimliliğini artıracak ilaçlar kullanılmaktadır. Ancak yapılan
incelemeler, kimyasal maddeler kullanılarak elde edilen yem bitkilerini tüketen
hayvanların sütlerinin besin değerleri ile organik beslenen hayvanların
sütlerinin besin değerleri arasında farklılık olduğunu göstermektedir. Organik
tarım ile yetiştirilen besinleri tüketen hayvanlar hem hastalıklara karşı daha
sağlıklı olmaktadır hem de eti ve sütü besin değeri açısından daha yüksek
değerlere sahiptir.
Organik Tarımda Kullanılabilecek Gübreler Gübreler
yetiştirilen sebze, meyve ve bitkilerin daha verimli bir şekilde büyümesine
yardımcı olan maddelerdir. Ancak bu amaçla kimyasal gübrelerin kullanılmaya
başlanması hem yetiştirilen ürünlerin hem de toprağın sağlık açısından zarar
görmesine neden olmuştur. Organik tarımda ise kimyasal gübre kullanımı
tamamıyla yasaktır. Organik tarımda kullanılan gübrelerin başında hayvansal
kaynaklı gübreler yer alır. Özellikle çiftliklerde üretilmiş olan hayvan sıvı
atıkları ve hayvan katı dışkıları bu konuda önemli bir yere sahiptir. Bunun
dışında hayvanlardan elde edilen tırnak unu ve boynuz unu gibi mamuller de
organik gübre olarak tercih edilebilmektedir. Ayrıca bazı mineraller ve
kayaçlardan elde edilen maddeler de gübre yerine geçmektedir.
Organik Tarımda İlaçlama Yetiştirilen
tarım ürünlerinin haşerelere karşı korunması amacıyla ilaçlanmaları, hangi
yöntem kullanılırsa kullanılsın mutlaka zorunludur. Ancak organik tarımda
kullanılan ilaçlar, herhangi bir kimyasal özelliğe sahip değildir. Organik
tarım için üretilmiş olan ilaçların büyük bir çoğunluğu bitkisel kökenlidir.
Kullanılmaları durumunda meyvenin ya da sebzenin doğal yapısında herhangi bir
bozulma yaşanmasına neden olmazlar. Ayrıca bazı bitkilerden elde edilen yağlar
da ilaçlama amacıyla organik tarımda sıklıkla tercih edilmektedir. Sınırlı
sayıda da olsa organik tarımda kullanılan bazı kimyasallar vardır. Ancak bu
kimyasallar, yetiştirilen ürünlere doğrudan ya da dolaylı herhangi bir zarar
vermez ve organik sertifikası almalarına da engel olmaz. Sabunlar, parafin
yağları, kireç, kafein, beyaz kil ve sülfür gibi maddeler bu amaçla kullanılan
kimyasallardan bazılarıdır.
VIDEO
;
)